TBMM Akran Zorbalığının Araştırılması Alt Komisyonu toplandı
Koruyucu ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Eda Şirnevai: - "Zorbalığa maruz kalan çocuk kadar, zorbalığı uygulayan ve zorbalığa tanık çocuğun da desteğe ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır" - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün: - "Dijital oyunlar, siber zorbalığın en fazla yaşandığı alanlardan biri. Bu noktada da 'Bilinçli Oyna' şeklinde bir mecramız mevcut. Önümüzdeki hafta da Dijital Oyunlar Kongremiz, kurumumuzda yapılacak"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruyucu ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Eda Şirnevai, "Zorbalığa maruz kalan çocuk kadar, zorbalığı uygulayan ve zorbalığa tanık çocuğun da desteğe ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır." dedi.
TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan İlköğretim ile Ortaöğretim Kurumlarında Akran Zorbalığının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Yıldız Konal Süslü başkanlığında toplandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Koruyucu ve Önleyici Hizmetler Daire Başkanı Eda Şirnevai, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün ve Prof. Dr. Tuncay Dilci komisyonda sunum yaptı.
Eda Şirnevai, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2023 sonunda 85 milyonluk nüfusun 22 milyon 206 bin 34'ünün çocuklardan oluştuğunu, çocukların toplam nüfus içindeki oranının yüzde 26'ya ulaştığını belirtti.
Akran zorbalığının, bir çocuğun ya da bireyin bir veya daha fazla akran tarafından kasıtlı olarak tekrar eden ve zarar verici bir şekilde hedef alınması şeklinde tanımlandığını aktaran Şirnevai, "Akran zorbalığının temel özelliği kasıtlılık içermesi, zarar verme amacıyla yapılması, tekrarlanan davranışlar olması, sürekli olması, güç dengesizliği içermesi, zorbanın fiziksel, sosyal ya da psikolojik olarak mağdurdan daha üstün olmasını içeriyor." bilgisini paylaştı.
Şirnevai, akran zorbalığı türlerinin "fiziksel zorbalık", "sözel zorbalık", "sosyal zorbalık", "siber zorbalık" olduğunu ifade ederek, çocukların hepsinin bunlarla farklı şekillerde karşılaşabildiğine dikkati çekti.
Türkiye Çocuk Araştırması'nın akran zorbalığı konusundaki çalışmalarının sonuçlarına ilişkin bilgi veren Şirnevai, "Zorbalık türlerine bakıldığında, ayda en az bir kez kasıtlı olarak dışlanma oranının yüzde 7,2, alay edilme oranının yüzde 7,7, hakkında kötü söylenti yayılmasının yüzde 4,8, vurulma, itme, çekme hareketlerinin yüzde 4,4, tehdit edilmenin 2,1 olduğu tespit edilmiştir." dedi.
Akran zorbalığından sadece maruz kalan çocukların etkilenmediğine dikkati çeken Şirnevai, "Zorbalığa maruz kalanla birlikte aslında zorbalık yapan da 'öncesinde buna uğramış olan' olarak karşımıza çıkıyor. Zorbalığa tanık olan da bundan etkilenen kısım oluyor. Daha sonra belki zorbalık yapacak kişi olarak önümüze çıkabiliyor. Zorbalığa maruz kalan çocuk kadar zorbalığı uygulayan ve zorbalığa tanık çocuğun da desteğe ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır." diye konuştu.
Şirnevai, ebeveynler, okul sistemi, çocuğun iletişimde olduğu bütün profesyonellerin akran zorbalığı konusunda bilgi ve farkındalığının artırılması gerektiğini vurguladı.
- "Önümüzdeki hafta 'Dijital Oyunlar Kongresi' düzenleyeceğiz"
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün de "siber zorbalık" üzerine faaliyetler yürüttüklerini belirterek, bu noktada internette karşılaşılan önemli risklerin mevcut olduğunu, bunların en başında ise akran zorbalığı ve siber zorbalığın geldiğini söyledi.
Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumunun internetin güvenliği ve bilinçli kullanımı noktasında topluma yönelik birçok kurumsal çalışmayı yürüttüğünü anımsatan Gün, bunların temel amacının, internetin risklerinden korunmayı ve fırsatlarından en etkin şekilde faydalanmayı sağlamak olduğunu aktardı.
Gün, özellikle eğitim ve farkındalık çalışmalarının öne çıktığını dile getirerek, "Güvenli internet kullanımı noktasında geniş kapsamlı eğitimler ve kampanyalar düzenlemekteyiz. Bu çalışmalar, bireylerin ve özellikle çocukların çevrim içi ortamdaki güvenliğini artırmayı amaçlamaktadır." diye konuştu.
Güvenli İnternet Merkezi'nin internetin güvenli ve bilinçli kullanımını teşvik eden önemli bir yapı olduğunun altını çizen Gün, bu merkezin, internetin güvenli kullanımına ilişkin bilinçlendirme ve eğitim faaliyetleri yürüttüğünü, toplumu internetin riskleri konusunda bilgilendirdiğini ifade etti.
Gün, "Dijital oyunlar, siber zorbalığın en fazla yaşandığı alanlardan biri. Bu noktada da 'bilinçli oyna' şeklinde bir mecramız mevcut. Önümüzdeki hafta da Dijital Oyunlar Kongremiz, Kurumumuzda yapılacak. Kamu kurumlarımız, STK'lerimiz ve akademimizin hepsi birlikte ve oyun sektörü, bu alandaki, ticari alanda çalışanları burada misafir edeceğiz." dedi.
- "Çocuklara ciddi eğitimler verilmeli"
Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci de çocuklara dijital okuryazarlık ve farkındalık eğitiminin okul öncesi dönemden itibaren verilmesi gerektiğine işaret ederek, güvenli şifre kullanımının öğretilmesi, çevrim içi zorbalığa karşı mesajları yanıtsız bırakmak ve belgelemek, tehdit içeren mesajları veya elektronik postaları cevaplamama, engelleme gibi açık ve güvenilir bir iletişim ortamının sunulması, siber şantaj durumunda profesyonel yardım alma ve bu sürecin nasıl yöneteceği konusunda çocuklara ciddi eğitimler verilmesi gerektiğini kaydetti.
Dilci, zorbalığa maruz kalan çocuklara destek için güvenilir akranların yer aldığı dostluk kulüplerinin olması gerektiğini belirterek, "Eğer benzer davranışları veya sorunları yaşayan bir başkasını da kendisi gibi görürse burada biraz kendisini rahatlatabilir ve yaşadığı olumsuz durumları hafifletmiş olabilir." diye konuştu.