Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından Cape Town'da "BM Güvenlik Konseyi Reformu" paneli
Witwatersrand Üniversitesi Yönetim Fakültesi Öğretim Üyesi William Gumede: "Değişen dünyadaki bu büyük belirsizlik anında küresel sistemde değişikliğe ihtiyacımız var" DIRCO BM Siyasi, Barış ve Güvenlik Baş Direktörü Zaheer Laher: "Afrika ve Latin Amerika, BM Güvenlik Konseyi'nde daimi olarak temsil edilmeli"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin yasama başkenti Cape Town'da Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi Reformu: Uluslararası Düzenin Yeniden İnşasına Yönelik Bir Yaklaşım başlıklı panel düzenledi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mürsel Bayram'ın moderatörlüğünü üstlendiği panele, Witwatersrand Üniversitesi Yönetim Fakültesi Öğretim Üyesi William Gumede, Kapsayıcı Toplum Enstitüsü Üst Yöneticisi (CEO) Daryl Swanepoel ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın konuşmacı olarak yer aldı.
Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirlliği Bakanlığı (DIRCO) BM Siyasi, Barış ve Güvenlik Baş Direktörü Zaheer Laher de panele video konferans yöntemiyle katıldı.
Panelde, Türkiye'nin Pretorya Büyükelçisi Ayşegül Kandaş, Türkiye'nin Cape Town Başkonsolosu Sinan Yeşildağ'ın yanı sıra, aralarında Güney Afrikalı gazetecilerin, diplomatların ve akademisyenlerin bulunduğu çok dayıda davetli hazır bulundu.
Panel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un video mesajıyla başladı.
Altun mesajında, BM'nin 1945'te Türkiye'nin de kurucu üye olarak aralarında bulunduğu 51 ülke tarafından Uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması ve korunması amacıyla kurulduğunu ve üye sayısının bugün 193'e ulaştığını söyledi.
BM'nin kurulduğu günden bugüne çeşitli coğrafyalarda barış ve istikrara önemli katkılar sunduğuna vurgu yapan Altun, insanlık dramları ve savaşlar karşısında örgütün yakın geçmişte ve bugün çaresiz kaldığını, uluslararası toplumun beklentilerini karşılayamadığını, dolayısıyla BM'nin mevcut yapısının değişmesi gerektiğini anlattı.
- Küresel sistemde değişikliğe ihtiyacımız var
Witwatersrand Üniversitesi Yönetim Fakültesi Öğretim Üyesi William Gumede, sanayileşmiş ülkelerin kurallarının hakim olduğu mevcut küresel sistemin eşitsizliğine dikkati çekerek, Bu sistemde bazı ülkeler hukukun üstünlüğü konusunda daha eşit diyebiliriz. dedi.
Gumede, mevcut sistemin, savaşlar, salgınlar ve mali krizlerle bozulmakta olduğunu belirterek, Değişen dünyadaki bu büyük belirsizlik anında küresel sistemde değişikliğe ihtiyacımız var. diye konuştu.
BM'de gerçekleştirilmesi gereken reformun, daimi üyelerin statüsü ve veto hakkının kaldırılması gibi düzenlemeler içermesi gerektiğine işaret eden Gumede, BM organizasyonunun tüm ülkelerin eşit şekilde katılım gösterdiği kapsayıcı bir yapıya kavuşması gerektiğini aktardı.
- Türkiye ve Güney Afrika, BM reformu konusunda benzer bakış açısına sahip
Laher, Türkiye ile Güney Afrika'nın BM reformu konusunda benzer bakış açısına sahip olduğuna değinerek, Güney Afrika olarak uluslararası platformda, barış ve güvenliğin, insan haklarının, demokrasinin, adaletin ve uluslararası hukukun üstünlüğünün geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. şeklinde konuştu.
BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerin çıkarları doğrultusunda hareket ettiği için uluslararası barışın sağlanmasında etkisiz kaldığını ifade eden Laher, Ukrayna'da yaşanan krizin bu anlamda BM'nin bu nitelikteki çatışmalarla başa çıkmadaki etkisizliğine iyi bir örnek teşkil ettiğini belirtti.
Laher, BM Güvenlik Konseyi'nde görüşülen gündemlerin önemli bölümünün Afrika'da yaşanan çatışmaları içermesine rağmen, kıtanın konseyde yalnızca geçici üyeyle temsil edildiğine dikkati çekerek, Afrika ve Latin Amerika, BM Güvenlik konseyinde daimi olarak temsil edilmeli ifadesini kullandı.
- BM rekabet halindeki üyelerin çıkarları nedeniyle felce uğramış durumda
Swanepoel, BM'nin son 77 yılda yaşanan jeopolitik ve ekonomik dönüşümlerden etkilenmemesinin mümkün olmadığını vurgulayarak, BM'nin kapsayıcı olmak istiyorsa bunu sadece coğrafi bölgeye bağlı üyelik açısından değil, jeopolitik yönelim ve kültürel etki açısından da gerçekleştirmesi gerektiğini savundu.
BM'nin parlak günlerine dönmesi için acilen bir reform yapması gerekliliğinin artık evrensel olarak kabul edildiğine işaret eden Swanepoel, Dünya genelinde bu organizasyonun çatışmaları bastırmak ve çözmek için yeterli çabayı göstermediği algısı oluşmakta. Doğrusu BM rekabet halindeki üyelerin çıkarları nedeniyle felce uğramış durumda. dedi.
BM'nin kurulduğu 1945 yılında Afrika ülkelerinin büyük çoğunluğunun bağımsız olmadığına ancak bu durumun artık değiştiğine ve Afrika ülkelerinin kararları etkileme kapasitesine sahip olduğuna değinen Swanepoel, Afrika'nın artık genişletilmiş bir BM Güvenlik Konseyi içinde en az 5 daimi üyeyle temsil edilmesi gerektiğini söyledi.
- Hepimiz yeni bir dünya arıyoruz
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın da dünyanın çok aktörlü bir krizin içinde olduğunu vurgulayarak, artık dünyanın 50 yıl öncesine göre çok farklı parametrelere sahip olduğuna dikkati çekti.
Açıkalın, BM Güvenlik Konseyi'nin bu kaotik ortamda uluslararası sistemin beklentilerini karşılayamadığına değinerek, Bugün dünyanın ve uluslararası toplumun tümünü kapsayan ve etkin bir şekilde çalışan sistemlerle çözüm üretmemiz gerekiyor. değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM bünyesinde adil temsil eşitliğine dayalı yeni bir modeli her fırsatta gündeme sunduğunu hatırlatan Açıkalın, Hepimiz bizleri daha farklı, daha adil, daha eşit ve daha barışçıl bir şekilde bir araya getiren yeni bir dünya arıyoruz. şeklinde konuştu.
Panelin moderatörlüğünü yapan Bayram, daha önce Arjantin, Fransa, İngiltere, Norveç, İsveç ve Hollanda'da gerçekleştirilen bu panel serisinin, gelecek ay Almanya, Güney Kore, Japonya, İspanya, Rusya ve ABD'de düzenleneceğini belirtti.
Bayram, Bugün burada düzenlenen panel, genel olarak Afrika kıtasının, özelde ise Güney Afrika Cumhuriyeti'nin BM reformu konusundaki konumunun yanı sıra, Türkiye'nin bu konuma katkısını ele alması ve Türkiye ile Güney Afrika'nın bu reform konusunda ortak bir perspektife ulaşmasının yolunu tartışması açısından önemlidir. ifadesini kullandı.