Biyoteknoloji alanında faaliyet gösteren girişim sayısı geçen yıl 687 oldu
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimler geçen yıl AR-GE harcamalarına 2 milyar 493 milyon lira ayırdı - Aynı dönemde bu alanda 3 bin 987 kişi çalıştı
Türkiye'de 2023 yılında biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişim sayısı 687'ye yükselirken, bu girişimlerin AR-GE harcamalarına ayırdığı tutar 2 milyar 493 milyon liraya ulaştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı biyoteknoloji istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye'de geçen yıl ürünlerinde veya hizmetlerinde biyoteknoloji kullanan veya biyoteknoloji AR-GE faaliyeti yürüten girişim sayısı 687 olarak belirlendi. Bu sayı 2020'de 499 olarak kayıtlara geçmişti.
Bu alandaki girişimler çalışan sayısına göre incelendiğinde 490 girişimin 1-9 çalışanı, 101 girişimin 10-49 çalışanı, 54 girişimin 50-249 ve 42 girişimin 250 ve üzerin çalışanı olduğu görüldü.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimlerin geçen yıl bu alanda en fazla kullandığı teknik "DNA/RNA" oldu. Söz konusu tekniği kullanan girişim sayısı 326 olarak belirlendi. Bu yöntemi, 256 girişimin kullandığı "süreç biyoteknolojisi" ve 190 girişimin kullandığı "proteinler ve diğer moleküller" teknikleri izledi.
Bu girişimlerin biyoteknoloji uygulamaları incelendiğinde, 2023'te yüzde 39,7'sinin insan sağlığına (diğer terapötikler, yapay substratlar, tanı amaçlı ve ilaç taşıyıcı sistemler vs.), yüzde 29,7'sinin tarımsal biyoteknolojiye ve yüzde 24,3'ünün spesifik olmayan biyoteknoloji uygulamalarına yönelik çalışmalar yürüttüğü saptandı.
- Biyoteknoloji ürünü bulunan girişim sayısı 400 oldu
Piyasada biyoteknoloji ürünü bulunan girişim sayısı, 2020 yılında 302 olarak kayıtlara geçerken, 2023'te 400 oldu. Girişimlerin 607'sinin biyoteknolojinin kullanımını gerektiren süreçleri, 600'ünün biyoteknolojinin gerektiren mal veya hizmetleri halihazırda geliştirdiği, 568'inin ise bu teknolojiyi girişimin faaliyetleri veya stratejilerinin merkezinde gördüğü belirlendi.
Biyoteknoloji patent başvurusu olduğunu beyan eden girişim sayısı geçen yıl 167 oldu. Bu rakam 2020'de 144 olarak kayıtlara geçmişti. Bu girişimler çalışan sayısına göre incelendiğinde, 120 girişimin 1-9 çalışanı, 26 girişimin 10-49 çalışanı, 13 girişimin 50-249 ve 8 girişimin 250 ve üzerinde çalışanı olduğu görüldü. Bu girişimlerin toplam biyoteknoloji patent başvuru sayısı 379 olarak belirlendi.
Biyotekoloji patenti tescili olan girişimlerin sayısı 2023'te 130 oldu. Patenti olan girişimler çalışan sayısına göre incelendiğinde, bunların yüzde 66,2'sinin 1-9 çalışanı, yüzde 20'sinin 10-49 çalışanı, yüzde 10,8'inin 50-249 ve yüzde 3,1'inin 250 ve üzerinde çalışanı olduğu kayıtlara geçti. Bu girişimlerin tescil edilen biyoteknoloji patent sayısı geçen yıl 266'ya ulaştı. Söz konusu rakam 2020'de 268 olarak tespit edilmişti.
- Çalışanların yüzde 17'si doktoralı
Söz konusu girişimlerin 2023'te gerçekleştirdiği AR-GE harcamaları 2 milyar 493 milyon lira oldu. Harcama tutarı 2020'de 446 milyon lira olarak gerçekleşmişti.
Biyoteknoloji AR-GE harcamalarının mali ve mali olmayan şirketler AR-GE harcamaları içerisindeki payı, 2020'de yüzde 1,16 iken 2023'te yüzde 1,01 olarak kayıtlara geçti.
Biyoteknoloji faaliyetlerinde geçen yıl 3 bin 987 kişi çalışırken, çalışanların yüzde 46,9'u erkek, yüzde 53,1'i kadınlardan oluştu.
Çalışanların yüzde 17'sinin doktora, yüzde 28'inin yüksek lisans, yüzde 38,4'ünün lisans, yüzde 6,6'sının yüksekokul ve yüzde 10,1'inin lise ve altı eğitim düzeyine sahip olduğu görüldü.
Tam zaman eşdeğeri cinsinden biyoteknoloji faaliyetlerinde çalışan sayısı ise 2023'te 3 bin 194 oldu. Biyoteknoloji faaliyetlerinde çalışan sayısı eğitim durumuna göre incelendiğinde, 520'sinin doktora, 924'ünün yüksek lisans, 1202'sinin lisans, 221'inin yüksekokul, 327'sinin ise lise ve altı eğitim düzeyine sahip olduğu belirlendi.
Biyoteknoloji faaliyeti yürüten girişimlere göre, bu alandaki AR-GE faaliyetlerinin önündeki en önemli engel, yüzde 63,6 ile "sermayeye erişim" olarak belirtilirken, bunu yüzde 55,2 ile "nitelikli insan kaynaklarına erişim" ve yüzde 31 ile "yurt dışından genetik kaynak temini" izledi.
Biyoteknoloji ürünlerinin ticarileşmesinin önündeki en büyük engel ise yüzde 59,5 ile "sermayeye erişim" olarak kayıtlara geçerken, bunu yüzde 57,6 ile "uluslararası piyasalara erişim" ve yüzde 56,9 ile "dağıtım ve pazarlama kanallarının eksikliği" takip etti.